Alzheimer hastalığında beyin glikoz metabolizmasının onarılması bilişsel fonksiyonları iyileştirebilir
Alzheimer hastalığıyla ilgili yeni bir araştırma, beyin glikoz metabolizmasındaki bozulmaların hastalığın ilerlemesinde kritik bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Son yapılan araştırmalara göre beyindeki glikoz metabolizmasındaki bozulmalar, Alzheimer hastalığının ilerlemesinde önemli bir rol oynuyor. Minhas ve ekibinin Science dergisinde yayımlanan araştırması, bu metabolik bozulmaların nasıl tedavi edilebileceğine dair umut verici bulgular sunuyor.
Yaşa bağlı ilerleyici bir nörodejeneratif bozukluk olan ve sinaps kaybı ile nöral devrelerin geri dönüşü olmayan bir şekilde bozulmasıyla karakterize edilen alzheimer hastalığı (AD) dünyada sıkça görülen bir hastalık olarak biliniyor.
IDO1 Enziminin Rolü
Çalışma, insan kaynaklı pluripotent kök hücreler ve fare modelleri kullanılarak yürütüldü. Araştırmada, Alzheimer hastalığının başlıca patolojik proteinleri olan amiloid β ve tau oligomerlerinin, beyinde bulunan indolamin-2,3-dioksijenaz 1 (IDO1) enziminin aktivasyonunu tetiklediği ve bunun sonucunda triptofanın kinürenine dönüşümünü artırdığı bulundu. Bu süreç, glikoz metabolizmasını baskılayarak, nöronlar için gerekli olan enerjiyi sağlayan astrositlerin glikoliz aktivitesini düşürüyor.
Bilişsel Fonksiyonların Geri Kazanılması
Araştırmada IDO1 enziminin inhibitörleri kullanılarak, bu bozulmuş metabolik süreçlerin düzeltilebileceği gösterildi. IDO1’in inhibisyonu, astrositlerde glikolizi ve laktat üretimini geri getirerek, nöronların enerji ihtiyacını karşılamada kritik bir rol oynayan metabolik desteği yeniden sağladı. Bu durum, Alzheimer hastalığına sahip fare modellerinde, hipokampusta glikoz metabolizmasının iyileşmesine ve mekansal hafızanın geri kazanılmasına yol açtı.
Araştırmanın bulguları, şu anda kanser tedavisinde kullanılan IDO1 inhibitörlerinin, Alzheimer ve diğer nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde de kullanılabileceğini gösteriyor. Ayrıca bu mekanizmanın, Parkinson hastalığı demansı ve diğer tauopati gibi protein birikimiyle karakterize edilen nörodejeneratif hastalıklarda da etkili olabileceği belirtiliyor.
Bu çalışma, nörodejeneratif hastalıkların tedavisinde metabolik bozuklukların hedeflenmesi konusunda yeni bir bakış açısı sunuyor ve ileride yapılacak tedavi yaklaşımlarına ışık tutuyor.